AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Futbolda şiddet hadisesi oldu. Faruk Koca’nın eski milletvekilimiz olması sebebiyle bir değerlendirme yapmamız gerekiyordu. Cumhurbaşkanımız hakem kardeşimizle görüşerek ‘Geçmiş olsun’ dileklerini iletti.
Faruk Koca’nın bir disiplin suçu oluşturduğuna kanaat getirilmiştir. Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine karar verilmiştir. Bu hadiseden büyük bir üzüntü duyduğumuzu bir kere daha ifade ediyoruz.
Dünyanın gündeminde Gazze’deki durum devam ediyor. Son basın toplantısı yaptığımız bugüne ölüm sayısı iki katını buldu. Maalesef rakamlarla ilgili konuşmak çok acı verici. Her 10 dakikada bir 1 çocuk hayatını kaybediyor. Gazze’de de değil Batı Şeria’da da şiddet olayları devam ediyor.
Katliamlarla devam ederken bir yandan da Filistinlilerin topraklarına tel koyma işlemine devam ediyorlar. UNICEF Sözcüsü su ve en temel ihtiyaçlara ulaşımın kısıtlandığını beyan ediyor. Bu açık bir şekilde soykırımdır. Bu dünyanın gözü önünde Batılı devletlerin desteğiyle gerçekleşmektedir. Kalıcı ateşkes çağrısın yapıldı. Guterres ilk defa yetkisini kullanarak Güvenlik Konseyi’ne mektup gönderdi. Birleşmiş Milletlerin işlevinin kalmadığı görülmektedir.
ABD’nin ürettiği bombalar İsrail’e gönderilmeye devam ediyor.
Şu veto resmi ne demek? Herhangi bir yasa tasarısını, karar tasarısını veto etmiyor. Elini kaldırdığı şey İsrail Ordusu’nun çocuklarını öldürmesine onay veriyorum, masum kadınların öldürülmesine onay veriyorum diyor. ABD plakasının önünde insan hakları ihlallerinin hem de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabul edişinin yıldönümünde bu işaretle birlikte tutuyor bu karara ret veriyorlar. Burada birçok ülke evet verdiği halde bir tek ABD’nin vetosuyla bu gerçekleşiyor. Bu resim İsrail Ordusu’nun Gazze’de çocuk ve kadınların öldürülmesine verilen onayıdır.
İsrail’in kendini savunma hakkı artık öyle bir şekilde kullanılıyor ki İsrail Ordusu’nun masum kadın ve çocuklarını öldürme hakkı olarak kullanılıyor. ABD kongresinde bir karar tasarısı kabul edildi. Antisiyonizm kavramı antisemitizme eşitmiş. Siz siyonizme karşıtlık gösterirseniz Yahudi düşmanı oluyorsunuz. Bu kadar akıldan, idrakten yoksun bir karar olabilir mi? Bu karar bütün Yahudilere haksızlık eden, hakaret eden bir karar. Pek çok Yahudi İsrail’in soykırımı eylemlerine karşı çıkıyor. Tevrat’ı istismar eden Netanyahu katliamları yaparken, vaat edilmiş topraklardan bahsedilip, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğü tehdit edilirken bu çabanın adı siyonizmdir.
Şimdi diyorlar ki siyonizme karşı olursan Yahudi düşmanı olursun. Bunun kadar akıldan, idrakten uzak olunamaz. İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilmesinden birtakım katliamların savunulması gibi bir amaç var. Hayatını kaybetmiş masum Yahudilerin hatırasına da bir saygısızlıktır bu. Bu yüzyılın tanımlayıcı resimlerden bir tanesi şu resim olacak. ABD Kongresi’nde aklı, bilimi, temsil eden üniversitelerin rektörlerini kongreye çağırıp sorguladılar. Bu üniversiteler dünyanın en seçkin üniversiteleri. Aklın özgürlüğünü, bilimin özgürlüğünü temsil ediyorlar. İnsanın ifade hürriyetini temsil ediyorlar. Oraya gelip, sorguluyor.
Rektörleri sorgulamasının sebebi Filistin’e destek veren başka milletlerden öğrencilerin eylemlerine izin veriyorsunuz? Rektörler bu sorgulama karşısında ‘Bu bir ifade hürriyetidir’ diyor. Bu resmin biraz geriye gidin Ortaçağ’daki engizisyon yargılamalarından bir farkı yoktur. Aklı, bilimi yargılıyor. Akademik özgürlüğü yargılarken ‘intifada çağrısı yapmak Yahudi düşmanlığıdır’ diyorlar. Birisi sizin evinizi işgal edecek, ailenizi öldürecek buna karşı direnme hakkından bahsedilmesini suç kabul ediyorlar. Böylesi aşağılık bir yaklaşım olabilir mi?
Bu özgürlüğü savunan bilim adamları büyük baskılarla karşı karşıya kalıyorlar. Herkes susuyor. Bu yeni engizisyondur. Akıl, bilim tehdit altındadır. İnsanlığım medeniyet yoluyla kazandığı her şey tehdit altındadır. Arkasından dönüyoruz Avrupa’ya. Avrupa zaten büyük bir savrulma içerisinde. Alman hükümeti Mısır’da kadın sorunlarıyla ilgilenen bir vakfa yardımda bulunuyormuş. Bu yardımı kesiyorlar. Niçin? Vakfın başındaki kadın Gazze konusunda Filistin konusunda destek mesajı yayınladığı için. Alman hükümeti diyor ki, ‘Gazze konusunda destek mesajı yayınlarsan ben desteği keserim’. En temel değerlerin siyasi şantaja, ilkel pazarlığa dönüştüğü dönem.
Saksonya eyaletinde vatandaşlığa alınmak için başvuranların İsrail devletinin varlığına aykırı her türlü çabayı reddetmelerinin yazılı beyanı isteniyor. İspanya, Belçika, Malta başbakanları tarafından AB Konseyi Başkanı’na bir mektup yazıldı. ‘AB Filistin konusundaki tutumunu netleştirsin’ denildi. Bu zirvede bunu gündeme alın diyorlar. Burada İspanya, Belçika, İrlanda, Malta Başbakanı bu tavrı ortaya koyarken diğerleri aklı, bilimi yargılayan tutum ortaya çıkıyor. Kuşkusuz İspanya ve Belçika’nın diğerlerine göre daha sağduyulu tutum ama bu AB’nin genel politikası olarak gündeme gelmemiştir.
Göz yumulması söz konusu değil. Gerekli tedbirler alınacak. Hayvanların güvenliğini sağlayacak, onların da korunduğu stratejiler üretilecek.
Cumhur İttifakı’nda sorun söz konusu değil. Heyetler, komisyonlar arası görüşmeler devam ediyor. Herhangi problem yok. Son noktanın koyulacağı aşamaya geldik.
Ayrıntılar geliyor…